Fulya Kepsutlu / Kadıköy Anadolu Lisesi

Biyoçeşitliliği tehdit eden faktörlerle ilgili hikayenin bize düşen kısmı.Öğrencim Melike yazdı.

Dinlediği müzik, kamp servisindeki gürültüyü zar zor bastırıyordu. En sonunda müzik dinlemekten vazgeçip yanında oturan öğrenciye baktı. Yanındaki öğrenci "İklim Değişikliği" başlıklı bir bilim dergisi okuyordu. Deniz, bilim dergilerini küçüklüğünden beri çok sevmişti. "Selam, ben Deniz. Okuduğun dergi çok ilgimi çekti. Benim de göz atmamda bir sakınca var mı?" diye sordu Deniz. "Tanıştığımıza memnun oldum Deniz, ben de Defne. Tabii ki dergiye göz atabilirsin. Bir yandan okuyup bir yandan dergi hakkında sohbet etmek çok eğlenceli olur." Deniz şimdiden bir arkadaş edindiği için sevinçliydi. Heyecanla dergiye bakmaya başladı.

Dergide iklim değişikliğine neden olan faktörleri anlatan sayfa açıktı. Orman yangınlarının iklim değişikliğiyle birbirlerini etkilediği yazıyordu. Aklına dün gece gördüğü rüya geldi. Demek ki ısıyı artıran iklim değişikliği, orman yangınlarına neden olurken; orman yangınları sonucunda ortaya çıkan karbondioksit, azot dioksit gibi gazlar da iklim değişikliğine neden oluyordu. Ne paradoks ama! Bunun yanında fosil yakıt kullanımının da küresel iklim değişikliğini tetiklediği yazıyordu. Etkileri ise dehşet vericiydi. Buzulların erimesi, deniz seviyelerinin yükselmesi, kuraklık, kasırgalar, seller... Sayfanın altındaki küçük buz parçasının üzerinde duran yavru kutup ayısına baktı. Aslında herkes bu mutsuz sondan uzak durmak için yapılması gerekeni biliyordu. Bireysel olarak yapabileceğimiz şeyler daha az karbondioksit gazı ortaya çıkması için toplu taşıma kullanmak, minimum enerji harcamak ve harcandığı zaman yenilenebilir enerji olmasına dikkat etmek; kısacası karbon ayak izimizi azaltmaktı. "İklimi değil, kendimizi değiştirmeliyiz." dedi Defne mırıldanarak. "Kesinlikle." dedi Deniz. Ve bir sonraki sayfaya geçtiler.